Hristiyanlar kötü şeyler yapmadılar mı?

Hristiyanlar kötü şeyler yapmadılar mı?

Son zamanlarda, sosyal medyada, haberlerde, okulda ve çay içip sohbet ettiğimiz herhangi biriyle yada günümüzün laik sınıflarında ve kültüründe, özellikle yüksek sesle, Hristiyanlığa yönelik belirli bir itirazın duyulduğunu fark ettik. Hristiyanlığa yönelik bu itirazı, dünyanın her yerinde yaşayanlar gibi muhtemelen siz de duymuşsunuzdur. Kendilerine ‘Hristiyan’ diyen insanlar tarih boyunca yanlış şeyler yapmadılar mı ve hatta eylemlerini haklı çıkarmak için İncil’i bile kullanmadılar mı?

Hristiyanlığa yönelik bu itirazı, dünyanın her yerinde yaşayanlar gibi muhtemelen siz de duymuşsunuzdur.
Kendilerine ‘Hristiyan’ diyen insanlar tarih boyunca yanlış şeyler yapmadılar mı ve hatta eylemlerini haklı çıkarmak için İncil’i bile kullanmadılar mı?

Öncelikle, kendilerini ‘Hristiyan’ olarak adlandıran bazılarının trajik hatalar yaptığını ve bu hataları haklı çıkarmak için Kutsal Kitap’tan alıntılar yapmaya çalıştıklarını kabul etmek önemlidir. Elbette İsa Mesih’e inanan Hristiyanlar olarak bu hataları küçümsemiyoruz ve onların Kutsal Kitap’a aykırı hatalarını tasvip etmiyoruz. Ancak yanlış bir şey yaptıkları için Kutsal Kitap’a inanmayanların muhalefetine nezaketle ve saygılı bir şekilde nasıl karşılık vereceğimizi bilmeliyiz. Ve İncil’i değersiz olduğunu ima etmek için kullananlara karşı bu muhalefetin üstesinden gelmenize yardımcı olacak üç gerçeği sizinle paylaşmak istiyoruz.

“Mesih’i Rab olarak yüreklerinizde kutsayın. İçinizdeki umudun nedenini soran herkese uygun bir yanıt vermeye her zaman hazır olun.” (1. Petrus 3:15)

  1. Hristiyan olduğunu iddia edenlerin Kutsal Yazıları yanlış değerlendirebilecekleri veya yanlış uygulayabilecekleri gerçeğinin, Kutsal Kitabın doğru olup olmadığıyla hiçbir ilgisi yoktur.

Unutmayın, hatalı tartışmaları tespit etmenin basit bir yolu şu soruyu sormaktır: “Bu mesaj doğru mu, yanlış mı, çünkü böyle mi?” Bu durumda şunu sorabiliriz: “İncil, ona inandığını iddia edenlerin yanlış şeyler yapması nedeniyle mi sahtedir?” Bu şekilde ifade edildiğinde cevabın “Hayır” olduğunu görmek daha kolaydır. Kim inanırsa inansın, ne yapmış olursa olsun ya da yaptıklarını haklı çıkarmak için gerçeği nasıl çarpıtmış olursa olsun, “Gerçek” gerçektir ve hiç değişmez.

Bir mesajın yanlış olduğunu iddia etmek, yalnızca onu benimseyen kişilerin türüne bağlı olarak, genetik yanılgı adı verilen bir tür hatalı mantıktır. Dolayısıyla, bazı insanların yanlışları mazur göstermek için İncil’i kullanmaya çalışması, bize İncil’in doğru olup olmadığını, hatta bu yanlışları destekleyip desteklemediğini göstermez. Bunu bulmak için İncil’in kendisini incelemeli ve öğrettiği mesajın tamamını düşünmeliyiz. İncil’e dayalı bir dünya görüşünü tutarlı bir şekilde yaşadığımızda neler olacağına bakmalıyız. Sonuçta bir dünya görüşü, yanlış uygulamasına göre değil, tutarlı uygulamasına göre değerlendirilmelidir.

  1. ‘İncil değiştirildi ve İsa’nın öğretileri yanlıştır’ şeklindeki iddiaları haklı çıkarmaz

Hristiyanlar için dünya görüşümüzün tutarlı uygulamasına bakmak, İsa’ya bakmak anlamına gelir. İncil’in öğrettiklerini ve İsa’nın bu öğretileri nasıl yaşadığını gösteren büyük resmi incelediğimizde, İsa’nın sözlerinin adaletsizliği haklı çıkarmadığını görebiliriz. Tanım gereği İsa, Hristiyanlığın nasıl olması gerektiğinin temelini attı. Ve Tanrı’nın insanlık için belirlediği ahlak standartlarını herkesten daha iyi tanımlar ve örneklendirir. Buna ilk cevabı: “İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Çünkü Kutsal Yasa’nın ve peygamberlerin söylediği budur.” (Matta 7:12) İkincisi de şudur: “Komşunu kendin gibi seveceksin.’ Bunlardan daha büyük buyruk yoktur.” (Markos 12:31)

Sonuçta, başkalarının sizin için yapmasını istediğiniz şey, aynısını yapmak ve onları kendiniz gibi sevmektir. Kendilerine Hristiyan diyen kişiler İsa’nın öğretilerine veya İncil’in genel görüşüne aykırı bir şey yaptıklarında, bu eylemlerin arkasındaki fikirlerin O’ndan gelmediğinden emin olabiliriz. Bunun yerine insanlar, fikirlerini haklı çıkarmak için İncil’i kullanıyorlardı.

Oysa İncil’in genel dünya görüşü insan hatasını haklı çıkarmaz. Aslında ateistlerin ve evrimcilerin dünya görüşleri tutarlı olmasına rağmen birçok hatayı ve ahlaksızlığı meşrulaştırmaya çalışmaktadırlar. Amak hiç kimse bunun neden yapılmaması gerektiğini sorgulamıyor veya nedenlerini aramıyor. Pek çok araştırmacının belgelediği gibi, bu tür akıl yürütme, tarihin en kötü zulümlerinden bazılarına maruz kalanlar üzerinde derin bir etki yarattı ve yaratmaya devam ediyor. Dolayısıyla burada, İsa’nın öğretilerinin yanlış olduğunu veya İncil’in sürekli değiştirildiğini söylemeye gerek yok.

  1. Ahlaki yargılar ahlaki bir Kanun Koyucuyu varsayar.

Son olarak, Hristiyanların eylemlerinin doğru mu yanlış mı olduğunu konuşmadan önce, neyin doğru neyin yanlış olduğunu tanımlayacak bir temele ihtiyacımız ve ahlaklı bir kanun koyucuya ihtiyacımız var. Ahlaki ölçüleri tanımlayan ve Sözü aracılığıyla doğruyu ve yanlışı açıklayan Kutsal Rabbimiz İsa Mesih olmadan, herhangi bir şeyi “yanlış” olarak eleştirebilmemiz için gerçek ve tutarlı bir temele sahip değiliz. Eğer ahlaki akıl yürütme gerekliyse ve Tanrı’nın mutlak karakteri yerine insan beyninin olumsal kimyasına dayanıyorsa, o zaman bir kişi için ‘yanlış’ olan, bir başkası için ‘doğru’ olabilir.

Nihayetinde Hristiyanlığa yönelik ‘ahlaki itiraz’, hakikatin ne olduğu ve nereden geldiği sorusunu gündeme getiriyor. Ancak imanımızı İsa Mesih’e odaklamalı ve tüm hatalarımızın ve günahlarımızın bedelini ödeyen Kurtarıcı’ya bakmalıyız. Çünkü O günahsızdır, lekesizdir, kusursuzdur. Bu dünyada onun gibisi yok!

Neyin “yanlış” olduğunu belirlemek için ahlaki standartları yalnızca O belirleyebilir çünkü tek gerçek odur ve geçmişin acılarını, hatalarını iyileştirir. Belki bu akıl yürütme ile, insanların İsa Mesih’i nasıl işaret edebileceklerine ve İncil’in doğru olduğunu nasıl anlayabileceklerine dair bir örnek olarak hizmet edebiliriz.

“İsa, “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im” dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez. Beni tanısaydınız, Babam’ı da tanırdınız. Artık O’nu tanıyorsunuz, O’nu gördünüz.” (Yuhanna 14:6-7).

Uygulama

  1. Bugüne kadar herhangi bir sebeple inancınız üzerinden hakarete uğradınız mı? Böyle bir durumda tepkiniz nasıl oldu?
  2. Kilisede veya başka herhangi bir yerde Hristiyan olduğunu iddia eden fakat davranışları İsa’nın sözleriyle çelişen birini tanıdınız mı?
  3. Size göre Hristiyan olmanın ölçüsü nedir?

Dua edelim!

Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih, dünyanın her yerinde yaşayan Hristiyanlar olarak bazen inancımız üzerinden hedef alınarak suçlanıyor, hakarete uğruyor ve acı çekiyoruz. Özellikle Hristiyan kimliği ardına gizlenerek kötü işler yapanlar bizlerin de Hristiyanlar olarak kötü anılmasına sebep oluyor. Oysa Sen hiçbir zaman kötülük yapmadın ve ’’Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin’’ (Matta 5:44) diyerek bir Hristiyanın nasıl olması gerektiğine dair net bir buyruk verdin.

İnsanların, sahte takipçilere değil de İncil’e bakarak Seni ve Hristiyanlığı anlamaya çalışmaları için dua ediyoruz Rab. Bütün görkemini bırakıp aramıza geldiğin ve hiç suçun yokken, bizi sevdiğin için bizim suçlarımız yüzünden çarmıhta acı çekerek bizi günahın esaretinden kurtardığın için teşekkür ederiz. Tüm ulusların, tek gerçek Kurtarıcı olan Sana gelmesi ve imanla ve lütfunla kurtuluşa erişmesi için lütfen ışığını parlat. Senin adınla, amin!

Dua İle Başla Hizmet Grubu.