Nasıl dua etmeliyiz?

Dua nedir? Dua, Tanrı ile bizim aramızda olan bir diyalogdur.

Dualarınızın cevaplanmamasının sebebinin doğru, yeterince uzun ve süslü kelimelerle dua edemediğiniz için olduğunu mu düşünüyorsunuz? Eğer bu şekilde düşünüyorsanız size iyi bir haberimiz var.

Dua uzun uzun ve süslü cümleler kullanarak zorlaştırılması gereken bir şey değildir. Tanrı’ya seslenirken, mükemmel olan cümlelerle seslenmek ve O’nun, sizi ancak bu şekilde duyup ihtiyaçlarınıza cevap vereceğini düşünmek bir yanılgıdır.

Aslında İsa Mesih öğrencilerine bu sözlerle ders vermişti.

“Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve gizlide olan Babanız’a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar. Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız nelere gereksiniminiz olduğunu siz daha O’ndan dilemeden önce bilir.

Bunun için siz şöyle dua edin:

“Göklerdeki Babamız, Adın kutsal kılınsın.
Egemenliğin gelsin.
Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de Senin istediğin olsun.
Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver.
Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, Sen de bizim suçlarımızı bağışla.
Ayartılmamıza izin verme.
Bizi kötü olandan kurtar.
Çünkü egemenlik, güç ve yücelik Sonsuzlara dek senindir!
Amin.”
(Matta 6:5-15)

Dua doğru yapmanız gereken bir formül değil. Tanrı’nın dualarımızı duyup duymaması, yeterince uzun dua etmemize veya doğru ifadeleri kullanmamıza bağlı değildir.

Dua, Tanrı ile bizim aramızda olan bir diyalogdur. Dua bizim ihtiyacımızı daima bilen fakat yine de seslerimizi duymak isteyen gökteki Babamızın önüne gelmek ve bizim için tasarlanmış olan harika yaşamımızda Onunla birlikte olmak için bir ilişkidir.

Sadık ve çocukları olan bizlere şefkat gösteren Tanrı, her koşul ve şartta bizi duyar ve bize cevap verir. Her sabah, dua etmek için birkaç dakika ayırdığımızda, dua hayatımız daha da derinleşiyor. (Markos 1:35). Bu bizi günün ilerleyen saatlerinde de dua etmeye devam etmek için teşvik ediyor. Dua, nefes almak kadar doğal ve hayatımızda merkez olmalıdır.

Dua, her zaman gözlerimizi kapatıp, tamamen yoğunlaşarak yapılması gereken bir ritüel değildir. Diz çökerek veya oturarak dua edebiliriz, ancak yürürken, araba kullanırken veya çalışırken de dua edebiliriz.

Güne, Kutsal Kitap okuyarak, O’nun Sözüne odaklanarak dua ile başlanabilir. Günün herhangi bir zaman dilimindeki iki kelimelik dua Onunla ilişkimizi kuvvetlendirir. O’nun egemenliğine itaat ederek, hiç kaygılanmadan her konudaki ihtiyaçlarımızı şükranla bildiriz.

Dua, karmaşık veya ezberlenmiş cümlelerle yapılmak zorunda değildir. Tanrı’ya sunduğumuz her basit sözle O’nu övelim, O’nu sevelim, O’nun tüm harikaları ve işaretleri için şükredelim ve O’nun tanrısallığının sevincini yaşayalım!

Duanın karmaşık veya ezberlenmiş cümlelerle yapılması şart değildir. Tanrı’ya sunduğumuz her basit sözle O’nu övelim, O’nu sevelim, O’nun tüm harikaları ve işaretleri için şükredelim ve O’nun tanrısallığının sevincini yaşayalım!

Bugün dua ile başlayalım.