Nihayet 2025 yılındayız!

Her zaman umutla; yeni yılın hayatımıza bereket getirmesini, kazanç sağlamasını ve dileklerimizi gerçekleştirmesini bekleriz. Bu dilekler elbette güzeldir ve hayatın kolay olmasını beklemek çok mantıklı olabilir. Öte yandan geçtiğimiz yıllara dönüp baktığımızda, olumsuz yaşanmışlıklarımızı anımsayıp ne kadar zorlu mücadeleler verdiğimizi görebiliriz. Öyle ki hayatta kalmak için nefes almanın bile ne kadar zor olduğunu düşünebiliriz. Ve yeni bir yıla girerken içimizden bir ses haykırarak; ‘Yeter, bu yıl güzel bir yıl olsun ve bizi harika şeylerle doldursun!’ diyebilir. Elbette bu herkes için makul bir taleptir, fakat aslında dünyasal arzulardan beslenen bir düşünceden kaynaklanmaktadır.
Bu noktada Hristiyan yaşama göre neler yapmamız gerektiğine bakmalıyız. Hristiyan inancımızdaki ilk adım, İncil’e bakıp her şeye dua ile başlamalı ve sonucu ne olursa olsun, dayanma gücüyle yaşamalıyız! İncil’in Yakup bölümünde şöyle diyor: “Yine de bize daha çok lütfeder. Bu nedenle Yazı şöyle diyor: “Tanrı kibirlilere karşıdır, ama alçakgönüllülere lütfeder.” Bunun için Tanrı’ya bağımlı olun. İblis’e karşı direnin, sizden kaçacaktır. Tanrı’ya yaklaşın, O da size yaklaşacaktır. Ey günahkârlar, ellerinizi günahtan temizleyin. Ey kararsızlar, yüreklerinizi paklayın. Kederlenin, yas tutup ağlayın. Gülüşünüz yasa, sevinciniz üzüntüye dönüşsün. Rab’bin önünde kendinizi alçaltın, sizi yüceltecektir.”(Yakup 4: 6-10)
1. “Kendini alçalt!”

Bir futbol maçından sonra birçok şey duyabilirsiniz, ancak birinin “Kendini alçalt!” diye bağırdığını nadiren duyarsınız. Bu, hepimiz için iyi bir tavsiyedir. Eğer gurur ilk günahsa, o zaman alçakgönüllülük ilk erdemdir. Yıllar önce Ruhsal Yaşamın İlk Kuralını öğrendim: “O Tanrı ve Biz değiliz.” Tüm ruhsal gelişim bu gerçekle başlar. Bunun ne anlama geldiğini kavrayana kadar, hala ruhsal anaokulundasınız.
Eğer gurur ilk günahsa, o zaman alçakgönüllülük ilk erdemdir.
Tanrı’yı daha iyi tanımak ister misiniz? Kendinizi alçakgönüllü kılın!
Tanrı’nın onayını almak ister misiniz? Kendinizi alçakgönüllü kılın!
Zafer için bir çıkış yapmak ister misiniz? Kendinizi alçakgönüllü kılın!
2025’de Tanrı ile daha yakın bir yürüyüş yapmak ister misiniz? Bu pasajı dikkatle okuyun çünkü ruhsal hayatınızı başlatmanıza yardımcı olacaktır. Bu pasaj, Rabbin gözünde kendini alçaltmanın ne anlama geldiğini ayrıntılı olarak açıklar. İncil’de (Yakup 4: 6-10) Tanrı’nın, çocukları üzerindeki bereketinin yolunu açan adımları keşfederiz.
2. Diz Çök

“Ama daha çok lütuf verir. Bu nedenle, ‘Tanrı kibirlilere karşıdır, ama alçakgönüllülere lütuf verir’ der. Bu nedenle kendinizi Tanrı’ya teslim edin” (ayetler 6-7a).
Alçakgönüllülük çoğumuza doğal olarak gelmez. Eğer sizde olduğunu düşünüyorsanız, muhtemelen bu sahip olmadığınız bir erdemdir.
“Tanrım, beni alçakgönüllü kıl, ama bunu bana bildirme.” (D. L. Moody)
Hiç kimse ne yapacağının söylenmesinden hoşlanmaz. Kendi işlerimizin sorumluluğunu üstlenmeyi tercih ederiz ve bu yüzden gururumuzu Tanrı’ya teslim etme fikri ilk başta garip gelir. Ancak iyileşmenin, bağışlanmanın ve yeni bir hayat bulmanın başka bir yolu yoktur. Rab’be karşı savaşabiliriz ya da her şeyi O’nun kontrolüne teslim edebiliriz.
Bazı arkadaşlarımız sosyal medyada şu şekilde yazılmış bir tabela gördüler: “İnsan Tanrı olamaz.” Bu müthiş bir özet değil mi? Sen Tanrı değilsin, hiç olmadın ve asla olmayacaksın. Oradan başla ve doğru yolda olacaksın. Alçakgönüllülük, Tanrı’nın lütfunun zengin toprağında en iyi şekilde büyür. Daha fazla alçakgönüllülük ve lütuf için dua edin! Tanrı’nın lütfunu kalplerimize dökmesi için dua edelim ki sadece Rab’de övünebilelim.
Alçakgönüllü adam övünmez çünkü gerçek kendi adına konuşur. İtibarını Tanrı’nın ellerine bırakır çünkü başkalarının ne düşündüğü onun için önemli değildir. Tanrı’nın itibarının ülkede büyük olmasını ister. Tanrı’nın yolunda yürümeye devam ettiğimiz sürece başımıza ne gelirse gelsin önemli değil. O bizim için en mükemmel şekilde çalışacaktır.
Alçakgönüllülükle yürümek; günahlarınızı itiraf etmeniz, düşmanlarınızı bağışlamanız, hatalarınızı kabul etmeniz ve ne kadar büyük olduğunuzla övünmemeniz anlamına gelir. Ayrıca başkalarına kaşlarınızı çatarak değil, gülümseyerek hizmet etmeniz anlamına gelir.
Her zaman gururlu bir adam, bize ne kadar büyük olduğunu sürekli hatırlatır. Çünkü onu övmemizi ister. Ama bize ne kadar büyük olduğunu söylemek zorundaysa, aslında ne kadar büyük olabilir ki? Övünen kişi, bizi (ve kendisini) ne kadar büyük olduğuna ikna etmeye çalıştığı için övünür.
“Tanrı kibirlilere karşıdır.” Bunun size olmasına izin vermeyin! “Ama alçakgönüllülere lütuf verir.” Bu yüzden ihtiyacınız olan lütuf için dua edin. Rab’be diz çöküp dua edin, bunu yaptığınız için mutlu olacaksınız.
3. Karşı Koy

“Şeytana karşı koy, senden kaçacaktır” (ayet 7b).
Bu hem bir emir hem de bir vaattir. Tanrı’ya boyun eğersek, şeytana karşı koyduğumuz zaman, onun bizden kaçacağından emin olabiliriz! Şeytana karşı kendi başımıza hiçbir gücümüz yok, ancak Tanrı’nın gücüyle savaştığımızda, o bize karşı kullanabileceği hiçbir gücü yok. Tek başımıza kazanamayız; Tanrı’nın yardımıyla kaybedemeyiz.
“Düşmana Karşı Koymak” kelimesi askeri bir terimdir. Ayağa kalkıp savaşmanız anlamına gelir. Ayartmadan kaçmalıyız, ancak şeytanla savaşmalıyız. Bu, Tanrı’nın zırhını kuşanmak ve kötü günde ayakta durmak anlamına gelir (Efesliler 6:10-17).
Bir futbol koçunun rakip takımı incelemesi gibi şeytan da bizi inceler. Bizimle ilgili “Maç filmi” vardır, zayıflıklarımızı ve güçlü yanlarımızı bilir ve bunları bize karşı kullanır. Eğer cesaretiniz kırılırsa, düşman savaşı çoktan kazanmıştır. Ne zaman öfkelendiğinizi bilir.
Şeytan Tanrı’ya eşit değildir, ancak sizden veya benden çok daha akıllıdır.
Şeytan aniden karşınıza çıkarsa şaşırmayın. Karşı koyun!
Şeytan size cazip bir ayartmayla gelirse şaşırmayın. Karşı koyun!
Şeytan zayıf bir anda kulağınıza fısıldarsa şaşırmayın. Karşı koyun!
“Şeytan doğası gereği bir katildir. Gerçeğe bağlı kalmadı. Çünkü onda gerçek yoktur. Yalan söylemesi doğaldır. Çünkü o yalancıdır ve yalanın babasıdır” (Yuhanna 8:44).
Kariyerinizi, evliliğinizi, ailenizi ve izin verirseniz hizmetinizi hedef alan bir katil. Bu nedenle ayağa kalkıp savaşmalısınız. Şeytan, bizi her yönden inceliyor.
Şeytanla, Tanrı’nın Sözü ile tekrar savaşın.
Harika ilahiler söyleyerek tekrar savaşın.
İsa’nın duasıyla tekrar savaşın.
Kardeşlerinize yaslanarak tekrar savaşın.
Mesih’i itiraf ederek tekrar savaşın.
Rabbin Sofrası’na gelerek tekrar savaşın.
Her türlü ayartmadan kaçarak tekrar savaşın.
Ayağa kalkın Tanrı’nın çocukları! Şeytan’a karşı koyun, sizden kaçacaktır.
4. Yaklaşın

“Tanrı’ya yaklaşın, o da size yaklaşacaktır” (ayet 8a).
Buradaki mesele Tanrı’nın bize ne kadar yakın olduğu değil, bizim O’na ne kadar yakın olduğumuzdur. Tüm evli çiftler birlikte yaşarken yakınlığa değer verir, ancak her şey yakın hissettirmez. Aynı koltukta oturan bir çiftin zıt yönlere bakması, belki de birbirlerine kilometrelerce uzakta olması gibidir. Birlikte uyuyabilirler ancak ruhsal olarak aynı yatağı paylaşmazlar. Evlenip tamamen ayrı hayatlar yaşamak oldukça mümkündür. İşte bu yüzden yakınlık samimiyetten farklıdır. Tanrı’ya yaklaşmak kalpte başlar.
Başka bir evli çifti alın ve bir an izleyin. Kadın örgü örüyor veya piyano çalıyor olabilir. Erkek kitap okuyor veya kadının piyano çalmasını dinliyor olabilir. Dakikalarca tek bir kelime etmeden geçebilir, ancak birlikte mutludurlar. Erkek kadına yaklaşmıştır ve kadın da ona yaklaşmıştır. Eğer Tanrı’ya O’nu tanıma arzusuyla gelirsek, O bize yaklaşacaktır. Rab’be yaklaşının; süper bir aziz, büyük bir Hristiyan olmakla veya İncil hakkında derin bir bilgiye sahip olmakla herhangi bir alakası yok! En zayıf inançla bile olsa, Tanrı’nın var olduğunu bilen meraklı bir kalple gelmek yeterlidir.
Bir gün sosyal medyada bir soru soruldu, “Tanrı bizden uzak duruyorsa ve sadece bizi cezalandırmak için ayağa kalkıyorsa, o halde bizi koruyan kimdir?” Asla bu Rab değildir!
“Eminim ki, ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdiki ne gelecek zaman, ne güçler, ne yükseklik, ne derinlik, ne de yaratılmış başka bir şey bizi Rabbimiz Mesih İsa’da olan Tanrı sevgisinden ayırmaya yetecektir”(Romalılar 8:38-39).
Siz O’na yaklaştıkça O da size yaklaşacaktır.
5. Temizle

“Günahkârlar, ellerinizi temizleyin ve ikiyüzlüler, kalplerinizi arındırın” (ayet 8b).
Ellerimizi temizlemeliyiz çünkü günahla kirlenmişlerdir. Kalplerimizi arındırmalıyız çünkü bölünmüşlerdir ve dikkatimiz dağılmıştır. Eğer bu zihniyete sahipsek:’kötü tutumlar, sıradan kaba davranışlar, akıllıca aşağılamalar, pornografiyle uğraşma, başarılarımızla put gibi övünme, başkalarını kıskanma, acı, eleştirel ruh, duasızlığımız, kontrol etme ihtiyacımız, umutsuzluğa kapılma, düşmanlarımızı sevmek yerine onlardan nefret etme ve yapmamız gerekeni yapmama konusundaki başarısızlığımız için bahaneler üretmeyi bırakmalıyız. Bütün bunlar temizlenmelidir.
Kötü niyetleri etkisiz hale getirmeye, arındırmaya ve temizlemeye yardımcı olacak şu yöntemlerden bazılarını deneyin. Tanrı ile yalnız kalmak için biraz zaman ayırın ve dua edin: “Tanrım, bana kendimle ilgili gerçeği göster!” Sonra Tanrı’nın size gösterdiği şeyi yazın. Kalbinizle, Rab’bin size açıkladığı konu üzerinde derin düşünün ve dua edin. Eğer Rab’be karşı büyük günah işlediyseniz, itiraf ve tövbe edin! İsa’nın kanı ile temizleneceksiniz ve hayatınız yenilenecek! Gerçek tövbede sevinç yaşayacaksınız.
Hoşea 10:12 bize harika bir vaat sunar: “Doğruluk ekin kendiniz için, Sevgi meyveleri biçin. Nadasa bıraktığınız toprağı işleyin. Çünkü RAB’be yönelme zamanıdır, Gelip üzerinize doğruluk yağdırıncaya dek.” yi meyvelerin yetişmesi için toprağı sürmek, taşları ayıklamak, yabani otları temizlemek zor bir iştir. Fakat Rabbimiz bize ilk ve son yağmurlarıyla bizi besleyeceğine söz verdi ve büyük bir sevinçle yeni ve taze meyveler verir!
6. Ciddi Olun

“Kederlenin, yas tutup ağlayın. Gülüşünüz yasa, sevinciniz üzüntüye dönüşsün” (ayet 9).
Bu tam olarak “şu anki en iyi hayatınız” değil ve “bolluk dolu bir hayat” veya “kazanan bir hayat” gibi de gelmiyor. Aslında, bu ayet Batı’da çok popüler olan Hristiyanlığın “her zaman mutlu olmak istiyorum” versiyonuna aykırıdır. Bu ayet moral bozucu gibi görünüyor.
Zavallı olun—Kim sefil olmak ister?
Yas tutun—Endişelenmeyin, mutlu olun.
Ağlayın—Bu gerçek bir moral bozucu.
Eğer gülüyorsak, bunu bırakıp yas tutmaya başlamalıyız.
Eğer sevincimiz varsa, onu karamsarlığa dönüştürmeliyiz.
Bu ayetin, bu şekilde ifade edildiğinde moral bozucu göründüğü konusunu ilk kabul eden ben olacağım. Ama bir adım geri çekilip kendimize, İncil’deki Yakup’un bölümünde tüm bunlarla ne demek istediğini sormak gerekir! Biz düşündüğümüzden daha günahkârız.
Bir vaizin öz değerlendirmesinin bir ifadesinde: Çoğu insan, kiliseye gitmeyenler bile, günahkâr oldukları konusunda hemfikir olur. Yani, hiç kimse mükemmel değildir ve hepimiz hata yaparız. İnsanların bu kavramla aynı fikirde olmasını sağlamak zor değil. Ancak İncil çok daha ileri gider. Bize günahın insan hayatının her alanına bulaştığını, ruhsal olarak ölü, kör, kayıp, Tanrı’dan ayrılmış ve dünyada umutsuz olduğumuzu söyler. İncil, “herkesin günah işlediği” (Romalılar 3:23) ciddi gerçeğini ortaya koyar.
Hepimiz hedefi ıskaladık. Tüm insanlar sürekli bir isyan halinde ve Tanrı’dan ayrılıp O’nun gazabı altında yaşar ve kendisini cehennemde sonsuz cezaya mahkûm eder! Tanrı’nın sizin ve benim hakkımdaki hükmü bu.
Yakup, Tanrı ile ilişkimiz konusunda ciddi olmamızı istiyor. Hepimiz büyük günahkarlarız! Ve günahkarların büyük bir Kurtarıcıya ihtiyacı var! Eğer buna inanmıyorsanız veya bunun çok sert olduğunu düşünüyorsanız veya gerçeği kaldıramıyorsanız, o zaman bu ayet sizin için hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
Her şey ne kadar berbat olduğunuzu düşündüğünüze bağlı. Günahımızı gerçekte olduğu gibi gördüğümüzde, perişan oluruz, yas tutar ve ağlarız. Gülmeyi bırakıp ağlamaya başlarız. Sevincimizin yasa dönüşmesine izin veririz. Ve bu, hepimizin aradığı bereketli bir hayata kapıyı açar.
Ağlamak bir gece sürebilir, ancak sevinç sabah gelir. Bu vaat, Tanrı’yı ciddiye almaya karar verdiğimizde gerçekleşir.
7. Yine de Alçakgönüllü Kalın

“Rabbin önünde alçakgönüllü olun, O sizi yüceltecektir” (ayet 10).
Bir arkadaşım yanımıza geldiğinde şunları söyledi: “Alçakgönüllü olun ve Mesih’i yüceltin”. Aynı anda bu iki şeyi yapmak zor görünüyor olabilir. Bu sözler hepimize yönelik güçlü bir uyarıdır. Sık sık kendimizle övünerek Mesih’i yücelten ifadeler kullanırız. Ama görüyoruz ki, aynı anda hem Mesih’i yüceltmek hem de kendimizi alçaltmak imkânsız olabilir. Fakat biz kendimizi alçaltmayı ve Mesih’i yüceltmeyi seçersek, Rab’bin bizim aracılığımızla neler yapabileceğinin sınırı yoktur.
Kutsanmış olsak bile alçakgönüllü olmayı unutmayalım!
Her şey mükemmel olsa bile, alçakgönüllü davranmayı unutmayalım!
Bolluk içinde bir hayat yaşasak bile alçakgönüllü olmalıyız.
Dua edelim!
Rabbimiz, yeni yılda mutluluk, huzur ve bereket dilemek için Senin önündeyiz.
Senin rehberliğin, sevgin ve güvencen bizim hayatımıza yansısın. Bu yıl bizim için yeni bir başlangıç olsun, iyiliklerinle yeni yılımızı taçlandır ve tüm yollarımıza bereket aksın!
Rabbim tüm ömrümüzü iyilikle doldursun ve imanımızı güçlendirsin.
Her zaman ruhumuzu ölüm çukurundan kurtarsın.
İsa’nın adıyla, Amin!
Uygulama
- Yeni yılı nasıl kutlamak istersiniz? Kiliseye gidip birlikte ibadet etmek, dua etmek ve ilahiler söylemek mi istersiniz yoksa evde ailenizle birlikte kutlamak mı istersiniz?
- Bazı Hristiyanlar yeni yılda İncil okuma planı yapmak ve Tanrı’ya yakınlaşmak istiyor! Sizin 2025 için planınız nedir?
- Bazıları yeni yılda neşe, huzur ve bereket için dualar ederken, bazıları da Tanrı’nın rehberliği, sevgisi ve güvencesi için dua ediyor. Sizin bu yıl için dualarınız neler?
Teşekkürler!
Dua İle Başla Hizmeti Gurubu
Hayatımızda gündeme gelen iman konuları görmek ister misiniz?